Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Forumumuzdan yararlanabilmek icin üye olunuz.

Join the forum, it's quick and easy

Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Forumumuzdan yararlanabilmek icin üye olunuz.
Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Admin
Admin


Dj olma zamanı 23lb6v9
Erkek
Domuz
Mesaj Sayısı : 4079
Yaş : 100
Nerden : Dunyadan
İş/Hobiler : Antialem
Ruh HaliM : Dj olma zamanı Yorums10
TaKıMım : Dj olma zamanı Tarkiy10
Cinsiyet : Dj olma zamanı I_icon_gender_male
Points Points : 164858
Kayıt tarihi : 09/09/08

Kişi sayfası
Aktiflik :
Dj olma zamanı Img_left100/100Dj olma zamanı Empty_bar_bleue  (100/100)
Başarı Puanı :
Dj olma zamanı Img_left100/100Dj olma zamanı Empty_bar_bleue  (100/100)
Güçlülük:
Dj olma zamanı Img_left100/100Dj olma zamanı Empty_bar_bleue  (100/100)
https://antialem.yetkin-forum.com

Dj olma zamanı Empty Dj olma zamanı

Çarş. 1 Nis. - 15:48
DJ'lik
müessesesi aslında son derece basit gözüküyor, iki plak alıp, aynı anda
çalıp, çalınan iki farklı parçayı tek şarkıymış gibi "yutturmak"...
Ancak bir DJ olmak, hem para hem de zaman olarak ciddi yatırım ve
yetenek gerektiriyor. Sonuçta yaz akşamlarında kumsalda gitar çalan
biri olmuyorsunuz, ama dijital çağda insanlar ateşin etrafında değil
kabininizin etrafında toplanmayı tercih ederler zaten. DJ
arkadaşlarımızın nasıl popüler olduklarından hiç bahsetmeyelim, sizi
heveslendirebilir ama gitar çağında kalan bizler yazarken bile
üzülüyoruz. İyisi mi, bu yazıyı yazdıktan sonra sizinle birlikte bir
kez de biz okuyalım.

Malzemeler; bir diş plak, bir tatlı kaşığı pikap...

Prensip olarak, bir DJ'in sahip olması gereken en önemli yetenek -iki
farklı plaktan çalınan şarkıları "dikiş izleri" belli olmadan
birleştirmek- gerçekleştirmesi kolay gözüken, ancak göründüğü kadar
kolay olmayan bir iş. Partilerin aranan DJ'leri, bu başarıya çok
çalışarak ve pratik yaparak ulaşmışlar. Yani amacınız sadece fotoğraf
çektirmek değilse ekipman başında durup kulaklık takmanın sizi bir anda
popüler yapacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. DJ olmak için atılacak
ilk adım, kullanılan ekipmanları ve terimleri tanımak, yani biraz ders
çalışmak. Ah, tesadüfe bakın ki siz de tam şu anda bunu yapacaktınız...

Turntable - Plakların çalındığı, en temel alet. Beat matching'i
kolaylaştırmak amacıyla tercihen direct drive (kendinden motorlu)
olmasında fayda var.
Stylus - Plakların üzerindeki izlerde kayıtlı olan müziği okuyan "iğne".
Pitch Control Slider - Çalınan plağın dönme hızını artıran ya da azaltan düğme.
Mixer - İki turntable'ın da bağlı olduğu, ses, bas, fade, gibi temel
ayarların yapıldığı, aslında bütün mixin kontrol edildiği ünite.
Channel Faders - Mixer üzerinde bulunan ve kanalları (yani farklı turntable'ları) kontrol etmenize izin veren düğmeler.
Beat - Müziğin vuruş sayısı. Genellikle davullara göre ölçülür.
Measure - Dört beat'lik bir grup.
Phrase - 8 measure'lık bir grup.
BPM - Beats Per Minute (Dakika başına düşen vuruş sayısı) teriminin
kısaca söylenmiş hali. Kaydın hızı, bu şekilde ifade edilir.
Cross Fader - Hoparlörlerden hangi kanalın ne ölçüde duyulacağını
ayarlayan sürgü. Cross Fader, genelikle mixer'in ortasında yer alır.
Trainwreck - Kötü yapılmış bir mix.

Bir DJ'in, iki profesyonel turntable'a, bir mixer'a, izolasyonu sağlam
bir kulaklığa, müziğin dinlenmesini sağlayacak bir ses sistemine ve
elbette çalacak plaklara ihtiyacı vardır. Bu listeye dinleyiciler de
eklenebilir ama siz kendi kendinize çalmayacaksınız diye bir kural yok.
Bazı DJ'ler CD kullanır ve bazıları da sadece channel fader kullanarak
mix yapar. Biz burada size evinizde CD tak çıkar yapmayı da, hip hop DJ
olmayı da anlatmıyoruz, o yüzden cross fader kullanarak yapılan mix
üzerinde duracağız. İki kaydı aynı anda çalmak için, plakları gayet
iyi, hatta introları (yani parçaların başlangıçlarını) ve outroları
(parçaların bitişlerini) su gibi bilmek gerekir.

Malzemelerimizi derin bir kaba ekledikten sonra...

Şarkıların sessiz bölümlerinde bile, vuruşların devam ettiğini
hatırlamalısınız. Vuruşları, ayağınızı müziğin ritmine uygun olarak
yere vurarak sayabilirsiniz. En usta müzisyenler bile gocunmadan bunu
hala yaparlar. Blues'cular da yapar, rock'çılar da, siz neden
yapamayacakmışsınız? Vuruşlar dörtlü, sekizli, onaltılı ve otuzikili
gruplar halindedirler. Siz de dinlerken fark edebilirsiniz, birçok
parçada da her 32 vuruş ile birlikte şarkıya yeni bir element çıkarılır
ya da eklenir. Birçok şarkıda ne zaman neyin gireceği, amiyane tabirle
şarkının ne zaman patlayacağı çok bellidir.

İlk plağı hazırlayarak (aslında buna cueing deniyor) birinci adımı
atıyoruz. Plağı CD gibi kenarlarından ve etiketli kısmından tutmaya
özen gösterin. Hoparlörlerin uygun miktarda açık olduğuna emin olun.
Bir anda patlayan şey sadece kolonlar değil maazallah
dinleyicilerinizin kafası da olabilir(!) Cross fader'ın, ilk plağın
çaldığı turntable yönüne dönük olması dikkat edin ki az sonra geçiş
yapacağınız plağı başkaları duymasın. Kulaklıklarınızı takın, böylece
hoparlörlerden ilk plak duyulurken, kulaklıklardan diğer plağı
dinleyebilirsiniz.

Şimdi anlatacağımız tekniğe beat-matching denir. Bir kez uygun hızı
bulduğunuzda ikinci plak ile mix yapmaya başlayabilirsiniz. Profesyonel
bir turntable, plağı başa geri "sarmanıza" izin verir. Bunu,
parmaklarınızla plağı dönüş yönünün tersine (saat yönünün tersine)
doğru döndürerek yapabilirsiniz. Bu şekilde ikinci plağı hazırlayın ve
parmaklarınızla dönmesini engelleyin, böylece stylus, tam ilk vuruşun
başladığı yerin hemen öncesinde, siz serbest bırakana dek sabit kalır.
"Stylus da nesi" diyenleri yazının ilk kısmına geri göndermekle
kalmıyoruz, bir de eshefle kınıyoruz. Haydi arkadaşlar, beraber
arkasından "cık cık cık" yapalım. Cık cık cık cıkh.

İlk plağınızın vuruşlarını sayın ve ikinci plağı, ilk kaydın
cümlelerinden birinin başlangıcına kadar döndürmeye başlamayın. "Cümle
de nesi" diye sormaya çekindiğinizi fark ettik, neden çekiniyorsunuz,
daha önce açıklamadık ki, bakın yine dikkatli okumuyorsunuz, sormayan
herkesi en başa geri gönderiyoruz! "Cümle" demekle kast edilen, otuziki
vuruşluk bir gruptur. Her zaman ayağınızla beat'lere eşlik etmeyi
unutmayın. Her şeyin birbirine uyacağına inandığınız zaman,
parmaklarınızı ikinci plağın üzerinden kaldırın ve çalmaya başlayın. Bu
aşamada ikinci plağı sadece siz duyacaksınız, hatırlayın, cross fader'ı
sadece ilk turntable'ın duyulmasını sağlayacak şekilde ayarlamıştık.
Eğer vuruşlar birbirini tutmadıysa - ki bu kötü bir şey, ikinci plağı
tekrar ayarlamalısınız.

Malzemelerimizi önceden ısıtılmış fırına veriyoruz...

İlk cümle'nin başlayana kadar kendinizi tamamen dışarıda çalan plağın
hızına verin ve aynı tempoda, mixleyeceğimiz plağın ilk kick'i üzerinde
ileri ileri itip geri çekerek eşlik edin. Böylece hem ikinci plağın
geçiş yapmayı planladığınız hızda nasıl duyulacağı hakkında bir
fikriniz olmuş olur, hem de iki plağı aynı noktada başlatma imkanınız
olur.

İkinci adım 32'lik vuruş grubunun bitmesiyle başlıyor ki bu esnada
ikinci plağın ilk vuruşunu, ilk plağın 33. vuruşu üzerinde bırakmaya
dikkat etmek gerekiyor.

Bir sonraki adımda muhtemelen plakların kickleri birbirlerinden
uzaklaşmaya, kurmaya çalıştığınız düzeni bozmaya çalışacaklar çünkü
hızlarını tamı tamına eşitleyemedik. Bu durumda da bize onları yeniden
eşitlemek ya da "ben gidip plajda gitar çalayım daha iyi" demek
düşüyor. Beyninizi iki parçaya bölerek ikinci plağın birinci plaktan
daha mı hızlı yoksa daha mı yavaş olduğunu fark etmeye çalışın. Birinci
plaktan daha yavaşsa, hızlandırmamız, tekrar dengeyi kurmamız
gerekiyor. Bunu da ikinci plağı tam ortadaki demir aksam üzerinden
kavrayıp (maksadımızdan fazla kaymamalı) saat yönünde çevirerek
yapacağız. Daha kolay ikinci bir hızlandırma yöntemi plağın baskı
kağıdı üzerinden parmak yordamıyla ittirmektir ama bu 45'lik plaklarda
gereğinden fazla harekete yol açar, tercihen 33'lük plaklarda
uygulanmalıdır. Bir iki seferde kickler tekrar birbirlerinin üzerine
oturacaklardır ki oturmuyorsa zaten ritm kaçmıştır, iğneyi tekrar
plağın başına koyarak yeniden denemekte ya da plaj konusunu bu kez
cidden düşünmekte fayda var. Herhangi ittirme işleminden bir tanesini
kickleri tekrar oturtana kadar yaptıktan sonra, plakların dengesinin
bozulmaması ya da daha az bozulması amacıyla pitch controller'ı yarım
birim, aşağıya doğru arttırın.

İkinci plak birincisinden hızlıysa, plağımızı yavaşlatmamız gerekecek.
Bu durumda da plağın durduğu tabla, hafif bir parmak temasıyla tekrar
kickler oturana kadar yavaşlatılır (abartmaya, motoru yakmaya lüzum
yok), sonrasında da pitch controller hafifçe yarım birim yukarıya
kaldırılır.

Son olarak mixing aşamasında tekrar nükseden ritm kaçmalarında aynı
yolları her seferinde pitch controller üzerindeki daha minik
değişikliklerle tekrarlamak gerekecek. Yani bir kere iki plağı
uydurunca şarkının sonuna kadar dinleyicilerinizle ilgilenebilirsiniz
diye bir şey yok. Zaten kolay olacağını da hiç söylemedik.
Mükemmeliyete ulaşmak için en fazla birbuçuk dakikada ritm oturtmayı
halletmekte fayda var. Sonrasında mixing teknikleri sizin
maharetlerinize ve dinleyiciler arasında gözünüze kestirdiğiniz
kişilerin fazlalığına kalmış.

Pişti ise artık servis etme zamanı...

Beat'lerin birbiri ile uyumlu olduğu konusunda güveniniz tamsa, cross
fader'ı ortaya getirin. Şimdi hoparlörlerden, iki plağın çaldığını da
duyabilirsiniz. Elbette artık ikinci plağı herkes duyabiliyor, ancak
her şeyi doğru yaptıysanız birçok kişi yine de ikinci plağın çalmaya
başladığını fark etmeyecektir. Bu kötü bir şey değil!

Sadece ikinci plağın çalmasını istediğinizde cross fader'ı, ikinci
turntable yönüne çevirin. Bu adımları defalarca başarıyla tekrar
edebilirseniz, turntable'lar arasında zıplayarak bir sürü plak arasında
gezinebilirsiniz ve böylece "dikiş izleri belli olmayan" bir mixiniz
olur! Bu gayet iyi bir şey!


müzik ve tarzlarıDj olma zamanı Biggrin
Ambient:
Yaratıcılarından olan Brian Eno’nun gelişimine ışık tuttuğu Ambient;
FSOL (Future Sound of London), The Orb, Biosphere ve Woob gibi yeni
akımlarla günümüzdeki düşündürücü, derin ve de farklılığı her zaman ön
planda hissettiren şeklini almıştır. Diğer bütün elektronik müzik
dallarından farklı olarak Ambient Elektronik; drum vuruşları ve de
tempodan öte, doğa samplelarına melodiye ve/ enstürmanlara ağırlık
vermektedir..

Abstract:
Ambient’ın koyu kolu olarak bilinir. Melodilerin daha az olup, vuruş ve
de sıra dışı ritimlerin önde geldiği bir daldır. Akla ilk gelen isim
Autechre’dır.

Acid Jazz:
Jazz’ı geleceğe taşıyan ve bu aşamada jazz üzerine çeşitli elektronik
ses modifikasyonların gerçekleşmesi ile ortaya çıkmış olan önemli bir
biçimdir. Özetlemek gerekirse temalar Jazz üzerine kurulu, destekler ve
enstürmanlar elektronik ağırlıklıdır. Sonuç: Etkileyici. Modaji, United
Future Org., Gotan Project, Ian O’Brein ve Fauna Flash önemli isimler
arasında yer almaktadır.

Breakbeat:
4/4 vuruşluk house ve benzeri tarzlara alternatif olarak ortaya çıkan
Breakbeat’in kökenleri hip hop’a dayanmaktadır. Old-Skool Techno ve
Acid house’dan da esinlenmelerin gözlendiği Breakbeat’in önde gelen
isimlerinden brisi Crystal Method’dır.

Big Beat:
Akılda kolay kalan sample’larıyla parti ortamlarının vazgeçilmez
müziğidir. Alçak sesle dinlemenin Big Beat tarzına haksızlık olacağı
düşüncesiyle hareket eden bir çok insanın ortak görüşü “yüksek çıkış
gücün yoksa dinlemenin de bir manası yoktur” şeklinde biçimlenmiştir.

Funky Breaks:
Kraftwerk, Afrika Bambaataa ve Electron (ilk albümleri)’dan etkilenmiş
ve ilham almış olan Funky Breaks ilk tohumları, meyvelerini Birleşik
Amerika’nın batı sahillerinde vermiştir.

Dance:
Elektronik Müziğini en popüler kolu olarak kabul edilen Dance’de
trackler genel olarak bir vokalist eşliğinde ve House Music benzeri bir
formda yapılandırılır. Günümüzde Sash, bu tarzın en önde gelen
isimlerinden birisidir.


Club:
Dance Müziğin omurgası olarak da nitelendirilebilir. Annie Lennox, Cher
ve Deborah Cox bu tarz müzik yapanlar olarak bilinirler.
Admin
Admin


Dj olma zamanı 23lb6v9
Erkek
Domuz
Mesaj Sayısı : 4079
Yaş : 100
Nerden : Dunyadan
İş/Hobiler : Antialem
Ruh HaliM : Dj olma zamanı Yorums10
TaKıMım : Dj olma zamanı Tarkiy10
Cinsiyet : Dj olma zamanı I_icon_gender_male
Points Points : 164858
Kayıt tarihi : 09/09/08

Kişi sayfası
Aktiflik :
Dj olma zamanı Img_left100/100Dj olma zamanı Empty_bar_bleue  (100/100)
Başarı Puanı :
Dj olma zamanı Img_left100/100Dj olma zamanı Empty_bar_bleue  (100/100)
Güçlülük:
Dj olma zamanı Img_left100/100Dj olma zamanı Empty_bar_bleue  (100/100)
https://antialem.yetkin-forum.com

Dj olma zamanı Empty Geri: Dj olma zamanı

Çarş. 1 Nis. - 15:49
Euro Dance:
Dance Müziğin basit, eğlenceli ve tempolu kolu olara bilinen Euro
Dance, ana kolu olan Dance Müziğin popülaritesinden geri kalmayarak
dünyanın birçok radyosunda boy göstererek ön saflarda yerini
almaktadır.
Aqua, Ace of Base ve ATB bu tarzda dikkati çeken isimlerdir.

Down Tempo:
Sakin, olgun ve de ağır bir anlatıma sahip olan Down Tempo’nun önde gelen isimleri Massive Attack ve Tricky’dir.

Dub:
Yoğun olarak ses efektlerine yer veren Dub, enstürmantal Reggae olarak
da bilinir. Dub, adını Lee Scratch Perry, Bill Laswell ve King Tubby
ile duyurmuştur.

illbient:
Dj Spooky ile özdeşleştirilmiş olan bu tarz, Trip Hop-Dub-Ambient karışımı ortaya çıkmıştır.

Trip Hop:
Tutku dolu vocallerle süslenmiş olan Trip Hop, genelde acı keder ve
üzüntü gibi koyu (derin) hislere hitap eder. Massive Attack, Cold Cut,
Portishead ve Archive bu tarzın önde gelen isimleri arasında yer
almaktadır.

Drum’n Bass:
Drum&Bass‘in jump-up ve intelligent gibi birçok türü(ucu) olmasına
rağmen gövdeden (Main genre Drum’n Bass) ayrılmadıkları bir kesin bir
çizgi vardır...tabi ki derin güç. Drum vuruşlarının dip
Bas(sub-bass)lar süslendiği ve dakikada 160 vuruşluk bir tempoya sahip
olan Drum’n Bass, 90’lı yılların başında Büyük Britanya’da çok önemli
gelişmeler kaydederek Elektronik Müzik’in temel dalları arasındaki
sarsılmaz yerini yaratmıştır. Omni Trio, Photek, Squarepusher akla ilk
gelen isimlerdir.

Jump-Up:
Drum’n Bass’in ragga vocallerle beslenmiş halidir. Shy FX, Baby D.

Tech Step:
Two-Step Drum’n Bass’dir. Squarepusher ve Photek.

Electronica:
Elektronik Müzik için ana terim olup sanatsal yönlerin şiddetle ağır
bastığı; öze bakıldığı zaman, görünen güzelliklerin bütünüdür.

Progressive Electronica:
Genelde sözsüz vokallerin (çoğunlukla soprano sesin enstürman olarak
kullanıldığı gözlenir) ön plana çıkışıyla ve bunların yer yer uyumlu
melodilerle desteklenmesiyle oluşan bir tarzdır. Orbital, Genaside ii
(Ad Finite) tarzın en iyi örnekleridir.

Symphonic Electronica:
Klasik temaların elektronik motiflerle süslendiği New Age’i çağrıştıran
ve içinde Progressive Electronica’da olduğundan daha güçlü sanatsal
salınımlar saklayan bir tarzdır. Vangelis.

Experimental:
Değişik ve sıra dışı bir tarz olan Experimanetal; Techno, Acid House,
Drum’n Bass gibi tarzlarda farklı arayışlara cevap veren ve yeni
ufuklar açılmasına ışık tutabilen bir daldır. Aphex Twin(afx),
Autechre(ae).

Minimal:
Tempo ve süreklilik yönünden daha seyrek fakat kendi kurallarını kendi yaratan bir tarzdır. Plastikman.

Noise:
Doğanın içinden oluşmuş ses spektrumunu benimseyen fakat distorsiyon
olarak nitelendirilebilecek derecede elektronik seslere yer veren bir
tarzdır. Akla ilk gelen isimler Merzbow ve John Zorn’dur.

House:
Adını Frankie Knuckles’ın Chicago’da ilk mixlerini yaptığı “The
Warehouse” adlı gece klübünden alan House, Dip Bas’lar ve 4/4 (ölçü)
vuruşluk samplelardan oluşur. Akıcı, kulağa hoş gelen,düzenli ve
Elektronik Müzik dinleyen kitlenin çoğunluğu tarafından benimsenen bir
çizgiye sahiptir. Bu özellik o_nu gece kulüplerinin vazgeçilmez
tarzları arasına katmıştır. Plastikman, Armand Van Helden, Sven Vath,
Josh Wink ve daha birçok isim bu tarzın gelişiminde pay sahibi
olmuştur.

Deep House:
House’un diğer kolarına göre daha bi katı olan, kendi kurallarını
kendisi çizen ve dinleyiciyi düşündürme yoluna giden bir tarzdır.
Leftfield.

Hard House:
Daha sıkı ve güçlü olan bu kol, az vokal çok vuruş (drum) sistemini işletmektedir. Josh Wink,Hardfloor.

Vocal House:
Hard House’un aksine, herşeyin drum vuruşları olmadığını iddia
edercesine vokal’e daha fazla ağırlık veren House koludur. Martha Wash,
Amber...

Industrial Electronic:
Elektronik müziğin Abstract ve Minimal gibi radikal olan kollarından
birisidir. Endüstriyel alet, iş makinaları, sanayi mekanizmaları ve
hammadde seslerinin sıkça yer aldığı bir tarzdır. NIN tarzın
öncülerindendir.

Techno:
90’ların sonlarına doğru Acid House’un büyük Britanya’yı kasıp
kavurmasının ardından, geniş dinleyici kitlesi daha sert ve kural
tanımaz temalar istemiştir. Bu ortam zaten patlamak için fırsat
kollayan Techno için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Acid House’a göre
daha hızlı bpm’lere (beats per minute à dakikadaki vuruş sayısı) ve
daha agresif bir yapıya sahip olan Techno, arayışta olan kitleye
gereğinden çok daha güzel (doyurucu) bir şekilde cevap vermiştir.
Günümüzde trendi yakalamış olan Techno, en hızlı gelişen modern müzik
türlerinin başında yerini almıştır. Paul Van Dyke, Eat Static, Derrick
May, Juan Atkins, Kenny Larkin ve daha sayılmayan bir çok isim, bu
tarzı günümüzde başarı ile temsil etmektedir.

Acid:
Techno’nun, TS-TR-303lerle müzik yapan koludur.

Detroit:
Yıllar önce Derrick May, Juan Atkins ve Kenny Larkin’in ortaya
çıkardığı; Techno’nun temel kolu olarak da değerlendirilen Detroit,
genelde 4/4’lük vuruş+ritimleri enstürmanlara tercih eden bir dal
olarak bilinir.

Gabber:
Sert ve Hızlı Techno’dur. Lenny Dee,Delta-9, Ron D.Dore...

Happy Hardcore:
Gabber’i daha pozitif versiyonu olarak değerlendirilen Happy Hardcore,
dinleyicide çeşitli -değişik- duyguların açığa çıkmasını sağlayan hızlı
bir dal olarak bilinir.

Intelligent Techno:
Sıra dışı ve bir o kadar da agresif motifler içeren bu dal, mükemmel
uyumsallık ve de dahiyane yaklaşımlarıyla diğer bir çok daldan
sıyrılır. Beaumont Hannant.

Rave/Old Skool:
Tüm Techno formlarının birleşimi olarak görülen Rave/Old Skool; Drum’n
Bass, Trance gibi birçok tarzın kökeninde ve gelişiminde pay sahibi
olmuştur. Bol içki ve druglı underground partilerin vazgeçilmez müziği
olan Rave/Old Skool’un track’leri diğer tarzların track’lerine kıyasla
daha uzun sürer. Solid 4/4’lük vuruşlar, sert elektronik motifler ve
etkileyici baslardan oluşan Rave/Old Skool’u başlı başına bir tarz
(genre) olarak görmek yanlış olmaz.

Trance:
Techno’yla benzerlikler gösteren Trance farklı oluğunu bpm’leri, kulağa
hoş gelen melodileri ve 4/4lük vuruş stiliyle (farkı) belli eder.
Techno’yla birlikte anılmasına (techno&trance şeklinde) rağmen
tizzlere verdiği önem ve yoğunluk, o_nun agresiflikten öte üretken bir
şekil almasını sağlar. Tüm dünyada ilgi ile dinlenen trance’in akla ilk
gelen isimlerinden bazıları: Astral Projection, Rabbit in the Moon,
Electric Skychurch...

Goa:
Vuruşların ve melodilerin kenetlenmiş -birbirinin eksiğini
kapatırcasına-şekilde birbirini takip ettiği Goa, Trance’in en çok
dinlenen kolu olarak bilinir. Spicelab.

Hard Trance:
TS-TR 303lerle üretilen Trance’idr. 4/4vuruşlarındaki sertlik ile dikkati çeker.

Melodic Trance:
Klasik temalarla ve hoş melodilerle diğer kollardan sıyrılır. Büyülü
motifler içerir. Doran, Joshua Ryan, Christopher Laurence...

Progressive Trance:
Kulağa çok hoş gelen melodilerle üretken bir yapı sergileyen
Progressive Trance, Ambient’ın ortaya koyduğu kalitede seçici yapıya
sahiptir. Jam&Spoon

Bunlar Bilinen Ama Teknik Açıdan Önemli Bilgilerdir...
Sayfa başına dön
Similar topics
    Bu forumun müsaadesi var:
    Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz